PARAYI AL VE KAÇ
Seyahat zihninizde ufuklar açar.
Güzel Dünyamızı gezmek harika, Fransadan Norveçe, Çinden
Rusyaya, Afrikadan Latin Amerikaya, çeşitliliğinin ve
konukseverliğinin zevkini çıkarmak. Ve muhabir mesleği size
dünyayı görme şansı veriyor. Ama sonunda insanın ilgisini ilginç
bir tesadüf çekiyor. Bu başınıza heryerde gelebilir: Marsilyada,
iç limanda gezerken, ya da Brötanyada balıkçı kasabası
Orientede, Guatemala ya da Nikaraguada, İtalyan moda başkenti
Milanoda, Napolide ya da Şangayda, Rusyanın Beyaz Denizdeki
limanı Arhengelskte, ya da Çinin ortasında, Berlinde ya da
Hamburgda, Hindikuş Dağlarının geçitlerinde, Tokyo ya da
Bağdatta, Manilada ya da Havanada. Birden farkediyorsunuz ki,
bütün bu gizemli ve farklı yerlerin hepsinin ortak bir özelliği
var; onlar İngiliz ya da Amerikalılarca bombalanmış. Bu çocuklar
hakikaten becerikliler. Bugün Afganistanı bombalıyoruz, yarın
gerisini! ya da Air Forceda ne marş söylüyorlarsa.
Sebepler değişik. Çini
bombaladılar, çünkü inatçı Çinliler onların afyonunu almak
istemiyordu; Kolombiyayı bombaladılar, çünkü onlar uyuşturucu
satıyordu; Rusları ve Vietnamlıları bombaladılar; çünkü onlar
koministti; Kamboçyalıları bombaladılar, çünkü onlar oradaydı;
Almanları ve Fransızları bombaladılar, çünkü onlar Yahudilere
saldırıyordu; Iraklıları bombaladılar, çünkü cash para
alacaklardı; ve Sudanlıları bombaladılar, yanlışlıkla.
Şimdi onların bir sonraki
kampanyaları hakkında sızmış bilgilerimiz var, Washington
Post sağolsun (1) . ABDnin
başındakiler, yani gerçek sapienslerden bahsediyorum, Beyaz
Saraydaki ahmaktan değil, bunların niyeti Irakı haritadan
silmek, Suudi Arabistanla devam etmek ve Mısırla noktalamak.
Olaylar bir flaş haberle kesildi, dört dörtlük bir Amerikalı
isim taşıyan Muraviec, Pentagonda görevli sapienslerden biri,
Savunma Siyasi Kurul Başkanı Richard N. Perle tarafından
sokulmuştu. Bu Yahudi atmacası Şaronun dostudur, kendini adamış
bir Siyonisttir, Arap petrol havzalarına el konulması, Mekke ve
Medinenin Ürdün hakimiyetine verilmesi ve Suudi malvarlığına
elkonulması çağrısının gerçek sahibi kabul edilebilir.
Suudiler çok şaşırmış gibi yaptılar,
o sıra Amerikalı köşe yazarları (2) hikayeyi şaka gibi
gösterip örtbas ediyor ve gülüşüyorlardı. Gerçekten de hikayenin
komik yönü var. Glibin Arap Dünyasının yegane üretimi
savaştır saptaması, özellikle bir Judeo-Amerikan mezhebinin
yandaşlarından birinden geldiği bilindiğinde zengin anlamlar
taşır, özellikle bu kişi muhtemelen Cengiz Handan beri gelmiş
en şiddetli savaş taraftarı ise. Muraviecin aldatmacalı sorusu
Arap Dünyası ne üretti?, bana soyguncu bir bankeri,
Flatto-Sharonu hatırlattı; Fransız Polisinin elinden kurtulup
İsraile kaçmış; seçmenlere rüşvet vererek Parlamentoya seçilmiş
ve orada İzak Rabine acemi İbranicesi ile siz İsrail Devleti
için ne yaptınız? (ma ata asita bişvil hamedina) diye sorma
yüzsüzlüğünü göstermişti. Bu söz o zamandan beri en iyi İsrail
esprilerinden biri olarak kaldı.
Ama ben ne şaşırdım, ne de
sevindim. Arapları yağmalama ve öldürme ihtirası Yahudi
çevrelerden sık sık çıkar, ama en son o engele takılmıştı.
Filistin mülkü yıllar önce çapula gitmiş, arazileri ve evleri
gaspedilmiş ve satılmıştı. Filistinlilerin öldürülmesi intikam
tanrısını sevindirse de çok karlı değildi. Kalanlarının dar bir
yere sıkıştırılması NASDAQ büyüme oranlarına alışmış sabırsızlar
için çok yavaş gidiyordu.
Irak katliam için çekici bir hedef
görünüyordu ve saygın Jewish World Review (3) dergisinin
Yahudi Amerikalı köşe yazarı Jonah Goldberg çağrı yapıyordu:
Bağdat yerle bir edilmelidir. Amerika Irakla savaşa
girmelidir; bu masum Amerikalı ve ıraklı canına malolsa bile.
Bir Goyun (4) hayat ya da ölümü mesele değil ise de, Irakı
bombalayacak para da yoktu.
Arap yarımadasının zenginlikleri
Yahudileri cezbediyordu; onlar IDF Merkaba tanklarının menzili
içinde, baştan çıkarıcı yakınlıktaydılar. Bu baştan çıkarıcılık
Yahudi Amerikalı profesör David Perlmutter tarafından LA
Timesta (5) çok iyi ifade edilmişti: Bir hayal edin! Eğer
1948de, 1956da, 1967de ya da 1973te İsrail birazcık Üçüncü
Reich gibi davransaydı, o zaman bugün körfez petrolü şeyhlerin
yerine Yahudilerin olacaktı. Suudi ham petrolünün ABDye
gittiğini düşünerek, neden Amerikalı bir profesör bunu söylesin
diyebilirsiniz. Ama ortalama Amerikalı Yahudinin Yahudiliği
Amerikalılığının üzerindedir. Akıllı Joe Sobran demişti ki: Bir
zamanlar (Amerikalı) Yahudileri çifte sadakat ile suçlamak
Anti-Semitik sayılmıştı. Artık bu geçti. Çifte sadakat yok ki!
Çifte sadakat onların kendi ulusal çıkarları için tektip zihni
bağlılıklarına bakıldığında bir ilerleme olurdu.
Perlmutterin hayallerini gerçeğe
çevirmek için çok farklı Yahudi görüşleri aşırı sağdan Sol
artıklarına dek birleştiler. Richard Perle söylediklerine göre
sağ kanattandır; ama Justin Raimondo, Arap dünyasına karşı
topyekün savaş isteyen eski solcu David Horowitzten ve eski
Troçkist Stephen Schwartz bahsediyor; Schwartz şimdi Riyad =şer
üssü okulunun teorisyenlerindendir. Hatta, parlak kalemini ve
coşkulu stilini beğendiğim Antisiyonist Troçkist Leni Brenner
bile ABD savaşçılarına katılmaya karar vermiş ve Suudi
Arabistana bir feminist kutsal sefer düzenlemek istiyor.
Yahudi sahipli medya bu görüşleri
dev aynasından yansıtıyor. Yahudi gazeteci Bayan Slavin, Yahudi
lider Mort Zuckermanın çıkardığı USA Todayde (6) yayınlanan
haberinde Yahudi analist Max Singerin (muhafazakar Hudson
Institute kurucularından, hiç Suudi Arabistana gitmedi, sıksık
İsraile gider) Pentagon görevlilerine krallığı parçalamalarını
önerdiğini bildirdi. Bay Singerin fikirlerinin değeri sıfır,
ama basında çok yayınlandı; öte yandan daha önemli görüşlerin
yayını reddedildi. Dengeyi bulmak için bile hiçbir Arap
Amerikalının İsrailin parçalanması konusunda yazısı yok. Öyle
görünüyor ki, organize Yahudiler Suudileri korkunç silahları
medyanın nişangahına yerleştirdiler.
Bu bizi zor bir soru ile başbaşa
bırakıyor; neden bazı Amerikan güçleri ve içlerinde Amerikan
Yahudileri Suudi Arabistanı yoketmek istiyorlar; o ABDnin
sadık müttefiki ve bölgesel bağlamda çok ılımlı bir güç. İkinci
soru da, bu konuda ne yapılabilir?
NİÇİN VE NASIL
İyimserler, bunan sadece bir
tehdit, bir psikolojik savaş, krallığa uygulanan bir baskı
olduğunu söylüyorlar. Bu baskının nedenleri olarak Amerikan
petrol şirketlerinin Suudilere diz çöktürmek ve sözleşmelerini
uzatmak istemeleri sayılabilir. Ya da Suudi hava üslerini Iraka
saldırı için kullanmak şeklindeki ABD askeri gereklerine
Arapların yeterince itaatkar yaklaşmadıkları söylenebilir.
Ama ben bunun boş bir tehdit
olduğundan emin değilim. Bugün giderek eriyen doların ve
Amerikan finans piramidinin gölgesi altında yaşıyoruz. Bu
Ağustos 2001de başladı, 11 Eylül olaylarını yaparak erimeyi
yavaşlatmaya çalıştı, ama erime yuvarlanan kartopunun çığa
dönüşmesi gibi artarak devam ediyor. Suudilerin çok Dolar
rezervi var. Onların dolar birikimlerinin elimine edilmesi (yani
dondurulması) erimeyi yavaşlatacak ve bu esnada trilyonlarca
Dolar piyasadan kaybolacak. Piyasaya para zerki enflasyona sebep
olurken, onun buharlaşması deflasyonist etki yapacak, Doları
yukarı itecek. Başka kelimelerle, Wall Street için Suudi
birikimlerini dondurmak anlamlı, tıpkı İran ve Irakın
birikimlerini dondurdukları gibi.
Suudi liderlerin muhtemelen buna
tepki verecek zamanları olacak, tabii eğer Woody Allenın
tavsiyesine kulak verip, parayı alıp kaçarlarsa. Kazanımlarını
çöken Dolar bölgesinden Euro, Yen ya da altına kaydıracaklar.
Malezyanın bilge başbakanı Dr. Mahathir Muhammedin altın
İslam dinarı şeklindeki büyük düşüncesi hemen uygulanmalıdır.
Suudilerin, çekişmelerle bölünmüş petrol ve doğal kauçuk satarak
kıt kanaat geçinen ülkesini milli uyum ve istikrarlı bir
ekonomiye çeviren Dr. Mahathirden öğrenecekleri çok şey var.
Malezyalılar dikdörtgen daire yapmayı başardı: Onların göçmen
cemaatleri tamamen toplumla bütünleşmiştir, eşit haklara
sahiptir ve yine de yerli Malay Grubu tehdit etmemektedirler.
Yüksek teknoloji sanayileri geliştirdiler, hayırseverliği
desteklediler, refah devleti yarattılar; bugün Malezyada
ayrımcılık ya da fakir ve muhtaç kişi yok. ABDye bağlı
değiller, topraklarını ABD üsleri için açmıyorlar, ABDye
yatırım yapmıyorlar ve yine de Washingtonla iyi ilişkiler
içindeler. Malezya tarzını izlerse Suudi krallığı zayıf
noktalarını kapatacaktır.
Ne yazık ki, bu ne Arap petrolüne
Yahudi iştahını ne de Riyada organize Yahudi düşmanlığını
azaltmayacaktır. Suudi yöneticiler tehditten rahatsızdırlar
ancak içeriğini yanlış değerlendirmişlerdir. İsrailin
kendilerine barış için çıkardığı üç kuruşluk masrafı gerçekten
ödenecek bedel kabul etmişlerdir. Bu nedenle Prens Abdullah
İsraili kendi barış planına iknaa çalışıyor. Bu nedenle Suudi
Krallığının Filistin davasına desteği sembolik düzeyde kalıyor.
Amerikalı danışmanlarınca Suudi liderlere, eğer iyi
davranırlarsa, yani Filistin meselesinden uzak dururlarsa,
İsrailin Suudilerin yokedilmesi için uğraşmayacağı söyleniyor.
Şimdi, Suudiler bu hoş olmayan
gerçeğe dikkat etmek zorundalar. Artık İsrail küçük bir Ortadoğu
ülkesi değil, ama yeni bir uluslararası saldırgan gücün, Yahudi
hegemonyacılarının ileri mahmuzu. Onların ise Suudi Arabistanı
altetmek için çok iyi nedenleri var:
Bu zengin ve iyi silahlı ülke,
İsrailin ilk önemli adımını atarak Kudüsteki kutsal camiyi
elegeçirip yıkmasından önce dizüstü çökertilmelidir.
Suudilerin çok parası, çok petrolü
ama çok az dostu vardır. Bu bileşik Kuveyti de yıkmıştır, ama
ABD Irakı bombalayarak Kuveyt Emirliğini tekrar kurmuştur.
Washington, Suudi petrol alanları İsrailin eline geçtiğinde bu
iyiliği tekrarlamayacaktır.
Suudi parasının Viagra etkisi
sallanan Dow Jonesu dikecektir.
Başka bir sebep daha vardır. Yahudi
vicdanı uzun zamanlar öncesinin yenilgilerinin intikamını
almanın tatlı düşleriyle zehirlenmiştir. Genelde 19. ve 20. yy
Yahudi aydınlar, dinleyicilerini aldatmış ve gerçek bir Yahudi
tarihi sunmak yerine harika bir geçmişin, eski düşmanlıkların,
hakedilmemiş yenilgilerin ve intikam düşlerinin idealize ve
çarpıtılmış bir tablosunu sunmuşlardır. Okuyucuları bu
uydurulmuş hikayeleri alıp gemlenemez milliyetçiler olarak
büyüdüler. Bugünün Yahudileri milliyetçi propagandanın
kurbanlarıdır, fikirleri saptırılmış ve kafaları karışıktır;
efsanevi haksızlığı düzeltmek hırsıyla doludurlar.
Yahudi Devleti M.S. 70teki
yanlışlığın kalıcı etkilerini düzeltmek için kurulmuştur; ve
şimdi de Peygamber Muhammedin Yahudi kabileleri üzerindeki
zaferinin (7) cevabını vererek Arap yarımadasını Yahudi
hakimiyeti altına sokmak idealleri havada uçuşmaktadır.
Hıristiyanlığın zaferini de yıkmak hırsıyla birlikte bu çağdışı
zihin dünyada daha çok karışıklık çıkaracaktır.
Bu zihin bana Sweeney Toddu
hatırlattı, 1970lerin bir müzikal korku-komedisindeki canavar
berberdi, Sweeney Todd, karanlık ve intikamcı tanrıya kulluk
etmiş ve çok azının gittiği yolu gitmişti, yani müşterilerinden
börek-çörek yaparak kendisine haksızlık eden Yargıçtan intikam
almaya çalışıyordu.
Suudiler çok geç olmadan harekete
geçmelidir. Onlar, Filistinlilerle ilişkilerini yeniden
düşünmeli ve onları fakir akrabaları değil dış savunma hatları
olarak düşünmelidirler. Filistinliler olmadan, Suudi Arabistan
yarın zaptedilir.
Edward Saidin Araplara sürekli
hatırlattığı gibi, ABD ve Avrupada kamuoyunu aydınlatmak için
daha çok çaba ve para harcanmalıdır.
Biz, Yahudiler arasındaki çağdışı
eğilimlere karşı çıkmalı ve karşılıklı anlayış ve kardeşlik
temelinde başka bir zihniyeti yükseltmeliyiz. Bu Yahudi
okullarında öğretilmiyorsa da, Peygamber Muhammed savaşlarını
sadece kılıçla kazanmadı; zihnen uyuştuğu Yahudileri de İslam
sancağı altında birleştirdi.
İlk iman edenler, Allah ve
Resulünün Yahudileri, İslamın yeşil sancağı altında Yarmuktan
Kahireye dek bütün savaş meydanlarında vuruştular.
Birçok iyi Yahudi vardır, İsrailde
de, ABDde de vardır ve İbrahimin torunları arasında bir
savaşın gereği yoktur, ama Sweeney Toddun inatçı ruhu
vücutlarımızdan kovulmalıdır.
1) Suudileri Düşman
Gören Brifing, Pentagon Kuruluna Ültimatom, yazan: Thomas E.
Ricks, Washington Post yazarı, Salı, 6 Ağustos 2002, s. A01
2) Pentagonu sallayan
diken, Suudi Arabistan savunma yetkililerine danışmanlık eden
LaRouche oyunbozanı. Yazan: Jack Shafer ve SUUDİLERİN PEŞİNDE
Büyük petrol şirketleri yeni muhafazakarlarla birlikte ve
LaRouche oyunbozanıJustin Raimondo, 9 Ağustos 2002
http://www.antiwar.com/justin/justincol.html
3) Jonah Golbergle
Iraka karşı Savaş üzerine - Jewish World Review 17 Temmuz 2002
4) Hayvan. Mutaassıp
İbrani literatüründe Yahudi olmayanlar için söylenir. (ç.n.)
5) 7 Nisan 2002
6) Sultan ve Şeytan
http://www.israelshamir.net/english/sultan.htm
7) M.S. 627de
Arabistanın Kaynuka, Kurayza ve Hayber kabileleri.
|