Türkler, Ateşkes!
Israel Shamir

Orta
Doğu güreşinde büyük an hızla yaklaşıyor. Esad’ın Suriyesi
yaralı bir boğa gibi arenada koşuyor, acımasız çatışmanın bir
yılı geçmesi sebebiyle endişeli ve hali kalmadı. Mücahitlerin
bayrakları onun postunu deliyor. Halk, Avrupalılar,
Amerikalılar, Körfez yöneticileri bağırıyor: Öldür onu! Ve Türk
matador ileri yürüyüp kılıcını çekip çıkarıyor. Onun vuruşu
Suriye üzerine ölüm yağdırır; ateş ve başlayan fırtına tepeleri
yok eder. Erdoğan yorgun komşusuna son darbeyi indirmeye
hazırlanıyor.
“Yapma bunu, Erdoğan! Vazgeç” –
binlerce Türk gösterici kanlı savaşa karşı ağlıyor. Suriye
Türkiye’nin iyi bir komşusuydu: Esad Kürt ayrılıkçıların
Türkiye’ye karşı ikinci bir cephe açmasına izin vermedi,
Öcalan’ı Türklerin ellerine teslim etti, Hatay’ı ulusal bir
meseleye çevirmedi, İsrail ordusunu yerinde tuttu, Lübnan’daki
savaşın ağırlığından usandı, Hizbullah’ın cesur savaşçılarını
destekledi. Esad sonrası Suriye Türkiye için çok kötü olacak.
Eğer Erdoğan’ın yeniçerileri
Suriye’ye haince bir saldırı düzenlerse ve onun çöküşüne sebep
olursa, korkunç bir kasırga doğacak ve bu Türkiye’yi de içine
çekecek. Türk destekli mücahitler tarafından Suriye
Hıristiyanlarının kaçınılmaz katliamı dünyaya muzaffer Türkler
tarafından yerle bir edilmiş ve boşaltılmış birçok unutulmuş
Hıristiyan köyünü ve şehrini hatırlatacak. Katledilen
Ermenilerin ve Rumların ruhları İzmir yolları ve Van
kıyılarından ortaya çıkacaklar. Suriye’nin yıkılışıyla Kürdistan
kesinlikle hayat bulacak, Türkiye Versay Konferansı ile
planlanan ebatlara düşürülecek.
Suudiler savaşın büyük galibi
olacaklar, Türkler değil. Hilafet rüyası Körfez’de merkezi hale
gelecek, Boğaziçi’nde değil. Türkler kendi elleriyle kendi
yenilgilerini hazırlıyorlar.
Rusya ile iyi ilişkiler gayet
sıkıntıya girecek. Rusya Türkiye’yi eylemlerini durdurmaya ve bu
saldırganlık sebebiyle doğacak korkunç sorumlulukları
hatırlamaya davet etti. Rusya Suriye’nin kendi yolunu bulmasını
istiyor. Rusya Türkiye’nin en büyük ticari partneri; binlerce
Türk mühendis ve teknisyen Rusya’da çalışıyor, binlerce Rus
Türkiye’de tatil yapıyor.
Dahası, Rusya ve Türkiye
ilişkileri pratik ticari faktörler sebebiyle de önemlidir. Bu
iki büyük ülke Doğu Roma veya Bizans İmparatorluğunun en büyük
mirasçısıdır. Bizans’ın en önemli filizi Osmanlılar ana
gövdelerini 1918’de yıkılırken küçük parçalar halinde miras
bıraktılar; Rusya Bizans’ın ruhunu ve inancını miras aldı. Eğer
bir simetri ararsanız, Batı Roma İmparatorluğunu düşünün; onun
ana gövdesi parçalanıyordu ve şimdi Batı Avrupa’da birleşme
sürecindeyken, Roma’nın en önemli filizi Amerika Birleşik
Devletleri, onun emperyalist ruhunu miras aldı.
Ruslar ve Türkler birbirlerine
çok benzerler; Türkler “Şalvarlı Ruslar”dır, derler. İki halk da
modernizasyon ve Batılılaşmayı kabul etti, ama kendi
kimliklerini korudular. İki toplum da, 1920’den 1990’lara kadar
dini şiddetle inkar ettikleri bir zaman dilimi geçirdiler ve
bundan sonra dini temayüllerini yeniden keşfettiler.
Ruslar Türkleri insan olarak
eşit görürler ve onlara empati duyarlar. Rus tarihçilerin
öncülerinden Lev Gumilev 13 – 14. yüzyıllardaki Batılı Haçlı
dalgasını kıran Rus – Türk ordularındaki dostluğu göklere
çıkarır. Modern zamanlarda Vlademir Lenin Mustafa Kemal’e
dostluk eli uzattı ve Türklerin tarihi Doğu’nun koruyucuları
rolünü devam ettireceklerini umdu ve bunun sonucu olarak bütün
Ruslar Türkiye’nin yendiğini ileri sürdüler. Ruslar ve Türkler
dost kalmak zorundalar. Eğer Ruslar Erdoğan’a “Bunu yapma!”,
derlerse Erdoğan bunu dinlemelidir. Bunun yerine o, onların
planlarına çakılıp kaldı.
Ruslar Beşar Esad’a kafayı
takmış değiller yahut Esad onların en iyi dostu da değildir.
Esad iktidara 2000 yılında geldi ama onun Moskova’yı ilk
ziyareti 2005’tedir, bu sürede o Paris ve Londra’yı düzenli
olarak ziyaret etti. Rusların Suriye ile ticareti de çok büyük
değildir. İsrail Başbakanı Netanyahu isyancıların zafer
kazanması halinde Rusya’nın Suriye’deki ticari menfaatlerini
koruyacaklarına dair söz verdi. Ruslar budala değiller; onlar
Suriye halkının isteklerine göre olacak barışçıl bir geçişte
ısrarcılar ve onlar Suudiler ve Batı eliyle Suriye’nin zapt
edilmesini bir mesele yaptılar.
Türkiye ile İran ilişkileri
sıkıntıya düşecek. İran için, Suriye Akdeniz’e açılan bir
pencere, önemli bir partnerdir. Suriye’de Amerikan yanlısı
güçlerin kazanması bu pencereyi kapatacaktır. İranlılar Türkiye
ile büyük sıkıntı yaşayacaklar. Bu ilişkileri heder etmek iyi
bir fikir değil.
Türk halkı Suriye ile bir savaş
istemiyor; Türk generaller bile savaş köpekleri gibi havlamak
istemiyorlar. Sadece Türk liderliği içindeki Batılılaşmış NATO
yanlıları Şam’daki hükümeti devirmeyi arzuluyor. Diğer Türkler
Batı’nın Türkiye’ye yapmasını teklif ettiği şeyin hiçbir zaman
iyi bir sonucu olmayacağını hatırlıyorlar.
Ben Türk liderlerin bir yıl
evvel isyancıları niçin kucakladıklarını ve desteklediklerini
anlıyorum: onlar Batılı – Körfez ağ tarafından uydurulan Suriye
hükümetinin hızla çökeceği yalanıyla kandırıldılar ve kazanan
tarafta olmayı istediler. Ama medya kampanyasının gürültüsünden
sonra gerçek geldi ve kehanetler açığa çıktı: Katar, Suudiler ve
Batı tarafından milyarlarca dolar sarf edilse, Türkiye – Suriye
sınırı yoluyla silahlanmış güruhlar transfer edilse bile Esad
rejimi pes etmez ve yeteri kadar halk desteğine sahiptir.
Bu, yeniden değerlendirme yapmak
için doğru bir zamandır. Bütün oyunlarda, paranızı sokağa
atmamaya karar verdiğinizde, bunun için bir zaman vardır. Ve
birçok Türk’ün zararları silmeye, isyancıları desteklemeyi
durdurmaya ve “komşuyuz – problem yok” faydalı sloganı altında
normalleşmeyi restore etmeyi denemeye çağırmasıyla yeniden
değerlendirme başladı. The New York Times birkaç gün evvel Türk
zihnindeki U dönüşünün alevlenmesini haber verdi; insanlar azgın
Suriyeli mücahitlerin düşüşüyle, kanunsuzlukla, mülteci seliyle,
Kürt direnişinin yükselmesiyle hayal kırıklığına uğradılar.
Türkler U dönüşlerinin tehlikesini biliyorlar. 1940’ta, Reich’ın
muzaffer olduğu zamanda Almanya’nın yanındaydılar, ama 1944’te
anladılar ki, Rusya kazanıyor ve taraf değiştirdiler. İnsanlar
New York Times muhabirine, şimdi taraf değiştirme, tarafsız
olmaya dönme, isyancılara desteği durdurma ve sınırı kapama
zamanıdır, dediler.
Ama
denizaşırı ülkelerdeki Suriye Meselesi’ni planlayan insanlar bu
zihni dönüşe farklı bir sonuç hazırladılar: Onlar
operasyonlarını hızlandırdılar ve karşılıklı ateş etmeyi provoke
ettiler. Biz Türk sınır köylerine kimin havan topu atmayı
amaçladığını, bunun savaşın içindeki Suriye Ordusu tarafından
veya savaşı kızıştırmak isteyen isyancılar tarafından yapılıp
yapılmadığını bilmiyoruz. Türkçe Yurt gazetesi bombanın Türkler
tarafından yakın zaman evvel isyancılara verilen NATO
silahlarından ateşlendiğini yazdı: “Erdoğan Hükümeti Suriye’deki
Silahlı Gruplara (Özgür Suriye Ordusu) Havan Topu Teslim etti –
Akçakale’ye Ateşlendi”, manşetti. Bu mühimmat NATO’nun 120 AE HE
– TNT askeri mühimmatı olarak bildiriliyordu. New York Times da
Türkiye’ye atılan havan topunun sorumlusunun kim olduğunun
bilinmediğini kabul etti. Alman televizyon kanalı ZDF, havan
topunun Özgür Suriye Ordusu savaşçıları tarafından kontrol
edilen bölgeden ateşlendiğini haber verdi. Sızdırılmış bir
videoda onlar Akçakale’ye saldırı ve beş Türk vatandaşının ölümü
sorumluluğunu ikrar ettiler.
Ama havan topunun hükümet
kuvvetleri tarafından isyancılara atılmış olması ve Türk
köylülerin masum kurbanlar olması da mümkündür. İsyancılara
kendi bölgelerinde serbestçe operasyon yapma izni veren
Türklerdi, bu hayli mümkündür.
Bu hala bir savaş başlatmak için
iyi bir neden değildir. 2010’u, İsrail’in dokuz silahsız Türk
gönüllüyü Mavi Marmara gemisinde mafyavari bir şekilde öldürdüğü
zamanı hatırlayalım. Bu tamamıyla göz önünde yapılan zalimce bir
katliamdı, kaydedildi ve şüphesizdi. Erdoğan Türk Deniz
Kuvvetlerini Filistin kıyılarına göndermek ve Gazze’ye kuvvet
yoluyla yardım etmekle tehdit etti. Şimdi, o bunu yaptı mı?
Hayır, yapmadı. Şimdi o, yorgun ve yaralı Suriye’ye saldırmakta
cesurdur; ama niçin o Suriyelilere yaptığı gibi İsrail’e karşı
da yeterince cesur değildi?
İsrailliler Erdoğan’ın
isyancılara Suriye’yi yok etmeleri için yardım edeceğini ümit
ediyorlar; Onlar Türklerin hareketlerini kendileriyle koordine
etmesini istiyorlar. Öyleyse İsrail’i cezalandırmak yerine,
Erdoğan İsrail’in arzularıyla iş yapmaya son versin.
2003 yılının karlı Şubat’ında İstanbul’u; Amerika Birleşik
Devletleri ordusunun Irak’a geçişinin yasaklanması tartışmaları
için geldiğim zamanı hatırlıyorum. Onlara dedim ki, “ ‘uzun
vadeli Siyonist plan gerçekleştiriliyor’ İlkin, Irak yok
edilecek. Bundan sonra, Türkler yoluyla İran, Suudi Arabistan,
Suriye bütün eski Osmanlı İmparatorluğu ve Pakistan’dan
Afrika’ya komşuları İsrail’in Özel Mefaatleri Bölgesi’ne
çevriliyor, denetim altına alınacak.
Bu, yıllar evvel General Sharon
tarafından ana hatlarıyla çizilmiş bir plandı ve Siyonist yeni
muhafazakar (neo-con) Richard Perle ve Douglas Feith tarafından
1996’da yeniden çizildi ve şimdi Amerikan dış politikasını
yönlendiren Wolfowitz Cabal tarafından destekleniyor. Eğer bu
olacaksa, Türkiye’nin, onun “İslami” hükümetinin görmezden
gelmesiyle olacak.
Sizin için üzgünüm arkadaşlar. Siz Orta Doğu’nun çobanlarıydınız
ve şimdi siz kurtlara yardım ediyorsunuz. Siz yöneten
adamlardınız, şimdi efendilerinizin hizmetkârı oldunuz. Siz
İslam’ın koruyucularıydınız, şimdi Mescid-i Aksa’ya tecavüze
izin vermek üzeresiniz.”
O zaman
ne dediysem hepsi gerçekleşti; Irak savaşının iyi bir şey
olmadığı anlaşıldı. Ve şimdi, bunu yine söyleyeceğim; Suriye
Savaşı ile hiçbir şey iyi olmayacak.
Birden çok katliamın hikâyesi
sıklıkla sadece hikâyedir. Wikileaks bir Stratfor hikayesi
yayımladı: “Suriye muhalefetinin çoğunun çok ciddi iddiaları
aşırı abartılı ya da basitçe gerçek dışı çıktı.” Ve sahadaki
olaylar kesinlikle Türkiye’deki Kürtlerle olanlardan daha kötü
değildir ve muhtemelen Türkler kendi ülkelerine yönelik bir
“koruma sorumluluğu” müdahalesini el üstünde tutmazlar.
Benim tavsiyem: Suriye’nin
üstesinden gelmeyi denemeyin, tarafsızlık politikanıza geri
dönün, ateşi ve isyancılara lojistik desteği kesin. Bırakın
Suriyeliler kendi problemlerini yabancı müdahalesi olmaksızın
kendileri çözsünler.
http://israhaber.com/turkler-ateskes-813-yazisi.html
|